Koşullu Ebeveyn

Koşullu ebeveyn sevgisinin koşulları iyiliğimize de olsa, ileride sevginin bu olmadığı anlaşıldığında “o” iyi koşullardan kaçarak, onları parçalayarak, koşulsuz sevgiye yer açmak amacı ile yeni çadır için bile eski evi yıkarız gibi geliyor bana. Sezgilerime güveneceğim artık.

“Uslu olursan seni severim.”

“Şöyle giyinirsen seni sevmem.”

“Onun gibi iyi biriyle arkadaş olduğun için seni daha çok seviyorum.”

“Ailemize yakışanı yaptın. Öpücük.”

“Başkasının çocuğu senin gibi değil çok şanslıyım.”

Buradaki sevme/sevmeme benim adıma sevgi dilinin kelime ile ifadesi bu olduğu içindir. Başka sevgi dilinin de kullanılarak sevginin koşula göre verilmesi veya esirgenmesi de söz konusudur. Öpmek, sarılmak, love language size göre neyse yani. Bu kendini sabote etme davranışı ile birleştirildiğinde uslu çocuk yerine yaramaz çocukla arkadaş olunabilir. Çünkü o sizi “anlıyor.” Aslında sabote edilen şey kişi değil iyi evlat kimliği olabilir.

Koşullu sevgi bedene karşı verildi ise, yemeğini yersen seni severime karşı aşırı zayıflık olabilir. İyi evlat hapishanesinden kaçmak için bedeni dövmelerle kaplamak çok da mantıksız gelmedi şimdi.

İşte burada koşullu sevgi ile yapılan şey; ebeveynin iyisi kötüsü olmasına rağmen sanki, sorumluluğun evlada iyisi kötüsü olarak yansıtılması ve yetiştirme çocuğun sorumluluğu gibi gösterilerek aslında psikolojik şiddetle “eğitim” verilmesidir. Kardeşleri katsak ohoo… Çocuk yetişkin olduğunda da muhtemelen sevgiye karşı şüpheyle yaklaşacaktır.

“Mutlaka arkasında bir şey var bunun. Bu kadar sevdiğine göre ya aptal, arkasında daha da büyük bir tehlike olmalı. Kandırılmaktansa en iyisi kaçayım ben bu tehlikeli sevgiden veya aptal insandan.”

Eee koşulsuz sevgi verecek kadar enayi bir ebeveynle yaşamamak şans bile aslında öyle değil mi? Hangi devirde yaşıyoruz, sevgi aşk yalan bunlar. Kendimizi korumalıyız. 🙂

Sevgi aşkın yalan olduğunu iddia edenlerin kendi içlerindeki sevgi aşkın gerçek olduğuna dair kanıt getirmeleri gerekiyor bana kalırsa. Veya kendilerinin, kendi sevgilerinin gerçek olduğunu nasıl anladığına dair içgörü edinmeleri.

Engin Özçiçek