Nossrat Peseschkian
Kişinin içinde bulunduğu her zorluk, her kriz veya hastalık, her çatışma felaket olarak görülür. Acı çekmek hayatının bir parçasıdır ve kişi acı çekmek ile acı çekmekle baş etmek için gereken çaba arasındaki farkı bilmiyor gibi görünür.
Annesine yüksek derecede duygusal bağımlı olan 16 yaşındaki kadın hasta ile terapötik diyalogta, tipik bir benlik portresi beşinci seansta çizildi.
Belli düzeyde kendi başına hareket edebilme hedefi için, annesiyle bağlanmasına dair çatışma içeren içerikler çalışıldı.
Aşağıdaki diyalog gelişti.
Hasta: “Seninle görüştüğümden beri işler kötüye gitti. Daha alıngan ve gergin hissediyorum.” Terapist: “Bu durum anlaşılabilir. Netleştirmek gerekirse, yıkılmak üzere olan eski bir villayı düşünelim. Yeni bir ev yapabilmemiz için, eski evin yıkılması gerekir. Bu da toz duman ve gürültü ortaya çıkarır. Eski tutum ve davranışlarımızda da benzer bir şey olur.
Hasta: “Evet, anlıyorum ama kişi eski evi yıkmadan yanına başka yeni bir ev yapamaz mı?”
Terapist: “Elinde sadece küçük bir arazi var.”
Çeviri: Engin Özçiçek
Dar alan terapisi, sanırım beyin tam anlamıyla işlenemiyor, öğütüp çöpe atılması gerekenler kalıyor..
Öğreniyorum🙂
BeğenLiked by 1 kişi